2 Ekim 2012 Salı

Ukrayna mı? Ukranya mı? Boşver Kiev’i Gezelim -1



29/09/2012  sabah 7:30 da evden çıkıyorum ve 8:00 de Ankara Esenboğa Havaalanındayım. Pegasus ile sabah 9:20 de İstanbul’a doğru havalanıyoruz. 45 dakika sonra Sabiha Gökçen Havaalanındayız. Atatürk Havaalanına gidenler bilir inanılmaz bir kargaşa ve koşuşturmaca vardır. Sabiha Gökçende bu manzaradan eser olmadığı gibi çok güzel tasarlanmış ferah ve modern bir havaalanında buluyorsunuz kendinizi. Bir üst cümle ile nazar değdirdiğimden midir nedir, pasaport polisi mobil biniş kartına kaşe basamayacaklarını (bu konuda haklılar :) ) söyleyerek basılı biniş kartı olması gerektiğini söylüyor. Neyse konturların açılmasını bekledikten sonra biniş kartımı alıp problemsiz bir şekilde Türk Havayollarının 14:30 Kiev – Borispol uçağına biniyorum.  Koltuk numaram 22/A . Bunu yazmamın sebebi şu; uçakta A sırasını seçerseniz Ukrayna’ya girerken denizi değil karayı izleme şansınız olur. Türkçe, İngilizce ve Rusça anonsları dinledikten sonra tam dolu şekilde havalanıyoruz. 


1,5 saat sonra Ukrayna topraklarını görüyoruz. Bizi Dnipro nehri karşılıyor. Bakın hiç abartmıyorum harika bir manzara. Nehrin oluşturduğu alüvyonlar ve adacıklar, bu adacıklar üzerindeki evler, büyük ve sanki cetvelle bölünmüş gibi düzenli ve büyük tarlalar, yeşillik, villalar vb… Ağzım fazla açık kaldığı için basınç farklılığı oluştu :)   


Kiev Borispol Havaalanı
Uçaktan iniyoruz. Kiev- Borispol Avurpa Futbol şampiyonası için tekrar yapılmış. Bu yüzden güzel bir havaalanı. Çıkışa doğru ilerlerken biri “ ben Rusça bilmiyorum, pasaportta bir sorun olursa yardımcı olur musunuz diyor” ben de bilmiyorum diyorum. Ama sorun olursa İngilizce hallederiz diyerek devam ediyoruz. Adının Cumaali olduğunu öğrendiğim bu arkadaş, Kiev’de arkadaşlarını ziyaret edip, oradan da Odessa’ya ticaretle uğraşan akrabalarının yanına gidecek, fırsat olursa çalışma izni alarak burada kalacakmış. Akrabaları burada yaş sebze meyve ticareti yapıyorlarmış (bu konuyu neden anlattığımı ileri de anlayacaksınız, sıkıldım offf pufffff demeye gerek yok :) ). Pasaport sırasında bizim Türkçe konuştuğumuzu duyan 2 kişi daha bizimle muhabbete başlıyor. Onlarda tatil için gelmişler. Bir tur firmasından 5 gün tam pansiyon 1300 TL ye yani bedavaya anlaşmışlar. Umarım otel hayal kırıklığı olmaz onlar için.  Cumaaliyi Kievden bir arkadaşı karşılıyor. Merkeze nasıl gideceğim konusunda arkadaşı birkaç kişiye birşeyler soruyor ve en makulü taksi diyor. Ben onları rahatsız etmemek için teşekkürler fazla zaman harcamayın diyerek oradan, onlardan ayrılıyorum. Çıkışın tam karşısındaki otoparka doğru yürüyorum. Bankta oturan iki kişinin Türkçe konuştuğunu duyuyorum. Yanlarına yaklaşıyorum büyük bir sevinçle :) İsimlerinin Şevki ve Mustafa olduğunu öğrendiğim bu iki arkadaş ellerinde valizleriyle bankta taksi bekliyorlarmış. İstersen sen de bizimle gel yol parasını beraber karşılayalım diyorlar. Tamam diyorum. Şevki Antalyalı ve buradan evlenmiş. Diğer arkadaş ise Şevkinin çocukluk arkadaşı ve buraya kafe açmak için gelmiş. Şevkinin Rusçası iyi olduğu için. Telefonla bir korsan taksi çağırıyor. Normal taksi ücretlerinin çok pahalı olduğunu (havaalanından merkez yaklaşık 60 dolar) daha önceden bloglarda okumuştum. 

Kader Arkadaşlarım :)
Kişi başı 20 dolara anlaşıyoruz. Nerede kalacaksın diye soruyor Şevki. Otel deyince, ne yapacaksın oteli burada oteller 100-150 dolardan başlıyor. Ev kiralarsan hem daha rahat edersin hem de çok para harcamamış olursun diyor. Seni bırakacağımız yerde ev kiralayan kişiler var. Onlarla konuşup sana kiralık ev buluruz diyor. İyi dileklerimi  sunuyorum kendisine:)  Şevki burada bir inşaat şirketinde çalışıyormuş. Burada çok fazla Karadenizli inşaat işleri ile uğraşan firma olduğunu söylüyor. Kiev işgal altında :)  Meslek icabı hemen dikkatimi çekiyor. Yatırım imkanlarını merak ediyorum :) 
Ev Sahibim Nina


Şevkinin söylediğine göre buradaki Türkler imajımızı çok zedeliyormuş (hadi canım demeyin okumaya devam edin). Korsan taksici dolar alamayacağını Grivna (Ukrayna parası, 1 dolar yaklaşık 8,10 Grivna) olarak ödeme yapmamız gerektiğini söylediği için 10-15 dakika banka aradık. Neyse beni Tren İstasyonunda (merkezi nokta) indiriyorlar. Şevki sağolsun koştura koştura İstasyon önünde yakalarında şuan hatırlayamadığım ama Türkçesi kiralık ev yazan yaşlı teyzeler ile konuşarak bana ev arıyor. Ve imajımızzzzz; bir kadın Türklere ev vermiyorum dedi. Çok üzüldüm valla. Neyse kadına bunu soracak zaman yok. Şevki bekleyen taksiciyi kızdırmamak için başka biri ile konuşuyor ve 80 dolar’a  2 gün kalacak yer ayarlıyor ve vedalaştıktan sonra ayrılıyoruz. Size ev sahibimi tanıştırayım. İsmi Nina. Önce ismini bana söylemek istemedi. İngilizce sıfır düzeyinde :) Allahtan yanımda pratik rusça konuşma rehberi var. Çat pat anlaşıyoruz. Galiba o da Türklere karşı ön yargılı. Bir minbüsle yaklaşık 20 dakika sonra evdeyiz. Bana indiğimiz yeri anlatıyor. İşte süpermarket şurada, otobüs durağı şurada, taksi şurada, Metro şurada diye. Uzun uzun kaybolmamam için evin kapı numarasını, apartman kapısının nasıl açıldığını vb… Galiba Türkleri yol yordam bilmeyen, metronun ne olduğundan haberi olmayan insanlar zannediyor. Gerçi haklı tabi Ankara’da 15 yıldır metro inşaatlarının bitmesini bekliyoruz. Evet evettt haklı bence kadın :) Nina evi gezdiriyor. Yine uzun uzun herşeyi anlatıyor. Ben size anlatıp canınızı sıkmayacağım :) 1 oda bi mutfak, banyo-wc ve küçük bir girişten oluşan orta kalitede ve orta düzey temizlikte bir ev burası. Ne iş yaptığımı soruyor. Mühendis olduğumu öğrenince tavırları biraz daha yumuşadı. Sonra
İşte Kiev'deki İlk Hediyem
bana üzerinde Hz. Meryem ve Hz. İsa figürlerinin olduğu bir kart verdi ve bunu cebimde saklamamın iyi olacağını işaret diliyle anlattı. Ben de karttakileri tanıdığımı birinin İsa (Jesus) diğerinin de Meryem olduğunu söyledim ve ben Müslümanım ama onları da çok severiz diyerek kalbimi gösterdim. Kadın inanılmaz mutlu oldu. Nerdeyse kalkıp sarılacak. Muhtemelen Ukrayna’nın gençlerinin dinle pek alakaları kalmamış. 


Ben hemen çıkıp merkeze gideceğimi anlatmaya çalışıyorum. Nina sonunda anladı ve gel benimle dedi. Beni metroya kadar götürdü. Metro kaldığım eve çok yakın. Ben bulunduğumuz durağın adını ve ineceğim durağın adını Nina’ya yazdırdım. Kril alfabesi kullandıkları için en mantıklı yol bu. Bulunduğumuz durak Dorohozhychi, ineceğim durak Zoloti Vorota. Metro ağı geniş olduğu için her yerden en merkezi yer olan ve gezebileceğiniz yerler Zoloti Vorota’da.  Nina telefon numarasını evin adresini ve önünde indiğimiz süpermarketin adını kril harfleriyle yazıyor ve bir sorun olursa aramamı söylüyor. Sipasiba (okunuşu bu) diyerek teşekkür ediyorum (çok hızlı öğrenmeye başladım ben bu Rusçayı)  Alt geçitten geçerek karşıya geçiyor ve metroya giriyorum. Girişte ticket desk yazan (çok nadir İngilizce yazı var, fakat tabelalar hem kril alfabesi hem de latin alfabesiyle yazılmış ) Siz latin alfabesiyle okusanız da çok zor anlıyorlar. Telafuz olayı zor biraz. Her biri 2 grivna karşılığında yani yaklaşık 50 kuruştan 2 adet jeton alıyorum. 

Kiev Metrosu İniş
Kiev Metro Yönlendirmeler
Turnikelerden geçtikten sonra Rus ekolünün o devasa metrolarına ilk adımı atıyorsunuz. Abartısız söylüyorum, öyle bir yürüyen merdiven var ki en yukarıdan aşağıya baktığınızda insanlar nokta gibi görünüyor. Yaklaşık 50-60 metre yerin altına iniyorsunuz. Yürüyen merdivenin hızı bizim ülkemizdekinin 2 katı kadar olmasına rağmen, tahminen 3-5 dakika sürüyor aşağıya inmek. Her durağın bir numarası var. 314 Zoloti Vorota’nın numarası. Metro içinde bu numarayı takip ederek, trenin geçeceği hattı buluyorsun. Öyle Ankara’daki gibi geliş ve gidişten ibaret ufacık istasyonlar değil burası.  Metro için beklerken, yine de garanti olsun diye birine soruyorum. İngilizce biliyormuş şansımdan. Bana iki durak sonra ineceksin diyor. İstasyonun içinde rutubet kokusu var.  Neyse tren geliyor, tren eski fakat çok nostaljik bir hava var. Biraz sesli diyebiliriz. İnsanlar çok kibar. Herkes inmeden kimse bir adım atmıyor içeriye. Aynı durum caddelerde yaya geçidinden geçerken de dikkatimi çekti. Özellikle izledim, yaya geçidine adımınızı attığınız anda yol sizindir, hayırlı uğurlu olsun.  Tam inmeye hazırlanırken, arkadaş tekrar yanıma geliyor ve burada ineceksiniz diyor. Helal olsun valla :)
 
İşte o an…. Zoloti Vorota istasyonundayım. İnanılmaz güzel bir müze. Evet yanlış duymadınız bence burası müze. Mozak işlemeler, ahşap avizeler. Buradan yarım saat inceleme yapmadan çıkamıyorum.  Mutlaka görülmesi gereken bir yer. 

Kiev Zoloti Vorota İstasyonu
Kiev Zoloti Vorota İstasyonu Mozaik İşlemeler

Artık dışarı çıkalım. Çıktığım anda harika bir mimari karşılıyor beni. Keşke yanımızda bu binaların ne amaçla kullanıldığını anlatacak bir rehber olsaydı. Birçok yeri gezdim, rehbere ihtiyaç duymadım ama burada İngilizce konuşma oranı çok düşük olduğu için rehberle gezmeyi çok isterdim. Binaların üzerindeki tabelalar tamamen kril alfabesiyle yazıldığı için hiçbirşey anlayamıyorum. 





















Biraz ileride üzerindeki afişlerden opera olduğunu tahmin ettiğim yerdeki binaya gidiyorum. Kapıdaki 2 görevliye İngilizce biliyor musun diyorum. Biri biraz diyor. Bina opera binası mı diyorum. Evet diyor. Bugün ve yarın saat 19:00 da opera var diyor. Belki yarın giderim :)  

Kiev Opera Binası
 
Hava çok güzel. Ana caddelerden bazıları Cumartesi ve Pazar günü trafiğe kapatılıyor. Her yer insan kaynıyor. Sokak sanatçıları harika. Hemen bir link atıyorum. Bakın izleyin ne yetenekler var.


Adım başı mc donalts var. Bazı tanıdık markalarda burada Zara gibi :) İçeri giriyorum. Fiyatlar hemen hemen Türkiye’deki gibi. Yol üzerinde bir teknoloji mağazasına giriyorum. Samsun S3’ü soruyorum. Bizim paramızla yaklaşık 1465 TL.  Dışarıdayım o kadar çok anlatılacak şey varki. Meydan vari bir yerde bir TV için dans yarışması düzenleniyor. Açık havada, birsürü insan bu şovu izliyor. Saat ilerlediğinden ve bugün kendimi çok yormak istemediğim için tekrar metro ile eve dönüyorum. Hava bu saatlerde iyice soğudu. Gündüz ve gece arasındaki ısı farkı çok fazla. Hadi bana iyi geceler :)
Kiev Zara




Her yerde MC D.

Kiev Telefon Borsası

Kiev Meydan :)

Kiev'de Kapatılan Yollar











1 yorum:

Fulya dedi ki...

Elinize saglık, cok güzel bir seyahatname olmuş. Merakla devamını bekliyorum. İyi gezmeler. Fulya