17 Ağustos 2012 Cuma

Yüksek Hızlı Eskişehir Ziyareti

Kurşunlu Külliyesi
Eskişehir denince aklıma 2 şey geliyor. Birincisi Yüksek Hızlı Tren, ikincisi Eskişehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen. Tabi çokça övülen bu iki kavramı kendi gözlerimle görmek için bu iş seyehati bulunmaz bir fırsat oluyor benim için. 

Sabah 9 :30 için bilet alıyoruz.  Bilet alırken birçok seçenek sunuluyor. İnternet istenip istenmediği, koltuk yönü vb.seçenekler arasında, aman boşver altı üstü 1,5 saatlik yol değil mi diyerek bileti alıyorum. Ankara Tren Garında tadilat çalışmaları yapıldığı için Yüksek Hızlı Tren'in (YHT) Sincan'dan kalkıyor. Tabi Sincan'a kadar kendi imkanlarınızla gidemiyorsanız. YHT kalkış zamanından 1 saat önce Merkez Garından ücretsiz servis imkanından faydalanıyorsunuz. 

Sincan'a 1 saat öncesinde geliyoruz. Geçici bir istasyon olduğu için derme çatma bir yolcu bekleme salonunda bekliyoruz. Salona girerken bilet kontrolü yapılıyor. Kendimizi uçak öncesi "check in" de gibi hissediyoruz :) Hosteslerin giyimi vb.kendimizi Esenboğa Havalimanında gibi hissettiriyor:) Birde bagajları alsalar tam olacak :) Neyse olayı sulandırmayalım. Tren 9:00 da geliyor. 

15 Ağustos 2012 Çarşamba

Cunda Adası - Nihayet

Ayvalık- Cunda Adası
Saat 15:00 gibi Sarımsaklı'dan Cunda Adasına doğru yola çıkıyoruz. Sarımsaklıda hemen hemen her caddede çok sık geçen Ayvalık Minibüslerine binerek yaklaşık 20 dakikaklık bir yolculuktan sonra Yelken Kafe'nin karşısında iniyoruz. (Yelken Kafe nereden çıktı demeyin, herkes Yelken Kafeyi çok iyi biliyor. Çünkü Cunda araçları buradan kalkıyor.) Eğer daha  ileride inerseniz araçlar dolu olduğu için sizi almaz diyorlar. Neyse yine koptuk konudan. Cunda araçları Fiyat Doblo tarzı 4 kişilik araçlar. Biz aracı boş yakalıyoruz ve atlıyoruz, hakikatende hemen biraz ileride araca iki kişi daha biniyor ve kesintisiz yolculuğumuz başlıyor. Ayvalık Merkezden geçtikten sonra yaklaşık 15 dakikaklık bir yolculuktan sonra Cunda'ya ulaşıyoruz. Tabi Cunda'yı Ayalık karasına bağlayan tahminen 15-20 metre uzunluğunda bir köprü. Yani o arayı taş ile doldursalar Ada falan demeye gerek kalmayacak:)  Neyse Adanın merkezinde iniyoruz. 



İlk izlenim beklediğimizin çok altında bir yer. Yani İstanbul Kadıköy Fenerbahçe sahilleri buraya fark atar. Bir sahil, biraz yat, bir kaç tur  teknesi, sahil boyunca uzanan irili ufaklı restoranlar vb.. Bu mudur? Budur? :)