27 Ocak 2011 Perşembe

Demir tav'a geldi kömür bitti, Akıl başa geldi ömür bitti.

Bir şefkat ordusu kurulsa ve bu orduya bir başkomutan atanacak olsa herhalde bu komutan "Analar" olurdu. Topyekün şefkat ve merhamet konusunda bir toplumun örnek alabileceği o güzide varlıklar. Muhakkak ki komutanı, analardan oluşan bir ordunun silahı da höşgörü, şefkat ve merhamet olurdu.. Bu topraklar öyle Analar gördü ki bu yüzden galiba bu diyarlara Ana-dolu yani hoşgörü dolu, yani şefkat dolu, yani insalık dolu, yani karşılıksız sevgi dolu denildi asırlarca...


Bunları neden mi yazıyorum?

Küçük bir Anadolu şehrindeyim. Bu şehirde hala "Ankaradan misafirimiz geldi" şeklinde aşırı bir ilgi ve alaka ile karşılaşıyorsunuz.O kadar sade,hoşgörülü ve karşılıksız bir tavır var ki, içimden "asıl ilgiye,alakaya, övgüye layık olan sizlersiniz" diyesim geliyor.


Dağların yamaçalarında ancak dağcıların çıkabileceği noktalarda yaşamlarını sürdüren bu güzel insanları görünce halimizden şikayet etmek ne kadar çocukça geliyor bir bilseniz.. Bu insanlardan bazıları büyükşehir de görmüş, ama mecburiyetten.. Ağa babaları onlara memleketlerinde iş imkanı sağlayamamış çünkü.... Şoförümüz, yıllar önce İstanbula göç etmek zorunda kaldığını, emekli olduktan sonra memleketine döndüğünde yaptığı ilk işin toprağı öpmek olduğunu anlatıyor... Bu adi sistem Anadoluyu Karmadolu haline getiriyor malesef....


Yolda giderken güzel bir yazı okudum.. Eskiden demirci dükkanlarının kapılarında şöyle yazarmış; "Demir tav'a geldi kömür bitti, Akıl başa geldi ömür bitti" .. Bu söz karşısında herhalde zaman ve hadiseler durup, bu güzel söze şapka çıkarır... Umarım aklımızın başımıza gelmesi bu kadar uzun sürmez.. 
(Rize seyahati sırasında yazılmıştır)

1 yorum:

gule dedi ki...

çok keyifli:))