
Bunları neden mi yazıyorum?
Küçük bir Anadolu şehrindeyim. Bu şehirde hala "Ankaradan misafirimiz geldi" şeklinde aşırı bir ilgi ve alaka ile karşılaşıyorsunuz.O kadar sade,hoşgörülü ve karşılıksız bir tavır var ki, içimden "asıl ilgiye,alakaya, övgüye layık olan sizlersiniz" diyesim geliyor.
Dağların yamaçalarında ancak dağcıların çıkabileceği noktalarda yaşamlarını sürdüren bu güzel insanları görünce halimizden şikayet etmek ne kadar çocukça geliyor bir bilseniz.. Bu insanlardan bazıları büyükşehir de görmüş, ama mecburiyetten.. Ağa babaları onlara memleketlerinde iş imkanı sağlayamamış çünkü.... Şoförümüz, yıllar önce İstanbula göç etmek zorunda kaldığını, emekli olduktan sonra memleketine döndüğünde yaptığı ilk işin toprağı öpmek olduğunu anlatıyor... Bu adi sistem Anadoluyu Karmadolu haline getiriyor malesef....
Yolda giderken güzel bir yazı okudum.. Eskiden demirci dükkanlarının kapılarında şöyle yazarmış; "Demir tav'a geldi kömür bitti, Akıl başa geldi ömür bitti" .. Bu söz karşısında herhalde zaman ve hadiseler durup, bu güzel söze şapka çıkarır... Umarım aklımızın başımıza gelmesi bu kadar uzun sürmez..
Dağların yamaçalarında ancak dağcıların çıkabileceği noktalarda yaşamlarını sürdüren bu güzel insanları görünce halimizden şikayet etmek ne kadar çocukça geliyor bir bilseniz.. Bu insanlardan bazıları büyükşehir de görmüş, ama mecburiyetten.. Ağa babaları onlara memleketlerinde iş imkanı sağlayamamış çünkü.... Şoförümüz, yıllar önce İstanbula göç etmek zorunda kaldığını, emekli olduktan sonra memleketine döndüğünde yaptığı ilk işin toprağı öpmek olduğunu anlatıyor... Bu adi sistem Anadoluyu Karmadolu haline getiriyor malesef....
Yolda giderken güzel bir yazı okudum.. Eskiden demirci dükkanlarının kapılarında şöyle yazarmış; "Demir tav'a geldi kömür bitti, Akıl başa geldi ömür bitti" .. Bu söz karşısında herhalde zaman ve hadiseler durup, bu güzel söze şapka çıkarır... Umarım aklımızın başımıza gelmesi bu kadar uzun sürmez..
(Rize seyahati sırasında yazılmıştır)
1 yorum:
çok keyifli:))
Yorum Gönder