Başlangıçlar hep çok güzel başlar bu ülkede,
Ama bu başlangıçtan sonra her geçen gün bir önceki gün özlenir,
Özleten kız yada erkek fark etmez,
Çünkü sevmeyi bilmeyiz biz,
Hiç ölçümüz yoktur mesela bu konuda,
Kim önce sevgisini kelimelere dökecek diye bekleriz
Zira önemlidir bu, çünkü kızlar hiç bizaman önce söylememelidir bunu
Neden mi?
Çünkü biz sevmeyi filmlerden ve dizilerden öğreniriz.
Olmadık zamanlarda olmadık şekilde olay çıkarır kız mesela,
Sonra onun gönlünü almaya çalışan erkek çıkar sahneye
Kız yağmurlu bir günde akşama doğru perdesini açar
Aşağıda yağmur altında kaldırımda oturan erkeği görür
Kızmıştır ya hani, göz göze gelirler kız sert bir hareketle perdeyi kapatır
Yatağına uzanır gözlerini tavana diker,
Aklı aşağıdadır ama sinir ve gururundan ona acı çektirmek ister
Acı çekenin kendisi olduğunu bilmeden biraz bekler
Sonra bakar ki yağmur altında durmak daha az acı verir
Biraz Merakla biraz da sevgisinden perdeyi hafifçe tekrar aralar
Çocuk ordadır
Kız bir yandan sevinir, bir yandan da çabuk teslim olmak istemez
Erkek çok sahiplenici olduğundan,
Çok da öfkelidir kızın hatalarına karşı
Çok takipçidir mesela
Her an birinin gelip sevdiğini kandırabileceğini düşünür
Sevdiğini kızdırdığında yapacağı ilk şeyin onun gönlünü almak için dil dökmek
Ya da çiçek almak olduğunu bilir,
Ya da sevgisini kanıtlamak için kaldırımda ıslanmayı göze alır
Yani sevgilerini dizileştirmeye çalışırlar..
Kıskanmanın iyi bişey olduğunu zannedeler ikiside
Hatta çok hoşlarına da gider
Biraz kıskanılmak hoşuma gider der mesela kız
Erkek de onu kıskandırmaya çalışır,
Ama bilmezlerki kıskanç çok sevebilir ama güvenen daha iyi sever.
3 yorum:
Çok güzel
Efendimiz (s.a.v) bir gün devrin şairlerinden olan Hz. Encüşe'ye (r.a): "Ey Encüşe! Bardak gibi kolay kırılan ve gönlü yumuşak olan kadınları fazla incitmemek üzere şiirlerini söyle." diye buyurmuştur. Bu nedenle dostum, erkek her zaman pencere önünde bekleyerek kovalamak, kadın da perde arkasında gizlenerek kaçmak üzeredir. Biz Encüşelere düşen ise şiirlerimizi söylemeye devam etmektir. Bıkmadan ya da usanmadan demeyeceğim... Zira dilinden nağme dökülen kimsede bıkkınlıktan ya da usançtan eser olur mu hiç?
Hamiş: Hadis-i Şerif İhyau Ulumiddin, cilt 2, s. 688'de yazılıdır. Rivayet edenler arasında Ebu Davud et-Tayalisi, Buhari ve Müslim de bulunmaktadır.
Bu hadis-i şeriten sonra insan kezzap içerde kötü söz söylemez sevdiğine.
Yorum Gönder